Tedarik Zinciri ve Depo Yönetimi
Herkesin her şeyi istediği yerde üretebildiği günümüz piyasasında üretmek artık bir anlam ifade etmemektedir. Kaliteli ürün üretmekte işletmelerin ayakta kalması için avantaj sağlamakla beraber yeterli olmamaktadır. Bu mücadele ortamında galip gelecek olanlar iş yönetimlerine yeni yaklaşımlar getirebilenler ve iş ortaklarıyla iş süreçlerini doğru yönetenler olacaktır. Fiyatı müşterinin belirlediği günümüz pazarında maliyeti düşürmenin en verimli yolu tedarik zinciri ve depo yönetimi olarak ortaya çıkmaktadır.
Depo yönetimi
Lojistik terimi olarak depo yönetimi, depoya gelen ürünlerin kabul edilmesinden sevk edilmesine kadar geçen tüm süreci (dış saha yönetimi dahil), bilgisayar ortamında ve otomatik tanıma teknolojilerini kullanarak kaydedip raporlayan, içerisinde barındırdığı akıllı algoritmalarla süreç içerisinde adres belirleme, aplikasyon yapma gibi konularda kararlar alarak çalışanları yönlendiren, kaynakların takibini ve planlamayı sağlayan sistemdir.
APICS sözlüğünde ise tedarik zinciri söyle ifade edilmiştir (Blackstone, 2005);
- İlk ham maddelerden bitmiş ürünlerin son tüketimine kadar tedarikçi ile tüketici firmayı birbirine bağlayan süreçler.
- Ürün ve hizmetlerin müşterilere sunulması için değer zincirini harekete geçiren firma içi ve dışı işlevler.
Depo yönetiminin başarılı olabilmesi için gerekli olan şartlar ;
1 . İhtiyaca Yönelik Depo
Depoların metrekare maliyetlerinin çok yüksek olduğu günümüzde ihtiyaca göre yapılmayan depolar hem çok ciddi operasyonel sıkıntılar yaratır hem de maliyeti artırır. Oluşan bu maliyet baskısı ise iş ortaklıklarında ya da iş geliştirme sürecinde büyük sorunlar doğurabilir. Bu yüzden firmalar kendi ihtiyacına uygun büyüklükte bir depo temin ederek maliyetini kontrol altında tutabilir.
2 . Yatırımları Doğru Yönlendirmek
Çok büyük yatırımlar ile depo kurmak da maliyeti artıran bir davranıştır. Birçok firma depolarını kaynak, iş gücü ve zaman ayırarak kendisi işletmeye çalışarak, satış sürecine ayıracağı zaman ve paradan çalmış olur. Şirketler depoları kendileri kursa dahi, işletmeyi başka bir firmaya vererek brüt karlılığı artırabilir. Örneğin depolarda tutulan paletler göz önünde bulundurulduğunda, brüt karlılık bu aşamada nakliye operasyonuna göre çok daha fazladır. Eğer bu kurgu doğru bir şekilde ayarlanabilirse çok daha avantajlı olacaktır.
3 . Öngörülü Olmak
Mal akış çizgisi olmayan firmaların para kaybetmesi de kuşkusuzdur. Eğer depo sahibi, yatırım sürecinin en başında hizmet sunacağı müşterisini belli ederse sektöre 1 -0 önde başlar. Ama eğer belli değilse bu bir nevi kumara dönüşecektir ve götürüsü yüksek olacaktır. Bu durumda önceden ihtiyaçları öngörüp tüm tedarikçiler ile birlikte yola çıkmak maliyetleri de optimize etmeyi sağlar.
4 . Doğru Lojistik Sağlayıcıyla Çalışmak
Lojistik sağlayıcılar sahip olduğu yeteneklere göre farklı kategorilere ayrılır. Sizin yapmanız gereken işinizin ihtiyaçları doğrultusunda en karlı ve olumlu adımları atabilecek lojistik sağlayıcıyla çalışmaktır. İşte tam bu noktada lojistik sağlayıcı piramidinde kullandığı teknoloji ve üstün operasyonel kabiliyeti olan 4PL (Dördüncü Parti Lojistik Sağlayıcı) ile çalışmaktır. İster E-ticaret yapıyor olun ister perakende yoluyla çalışıyor olun hiç fark etmez 4PL lojistik sağlayıcılar sahip oldukları teknolojik yeterlilik ve operasyon kabiliyetiyle size büyük avantaj sağlayacaktır.
Tedarik zinciri evreleri
Tedarik Zinciri’nin yönetiminde, zinciri oluşturan tüm fonksiyonlar bütünleşmiş olmalıdır. Ürünlerin, tedarikçiden son kullanıcıya ulaşmasında bir dizi fonksiyon belirli görevleri, altı temel hedef doğrultusunda yerine getirir:
Talep ve sipariş yönetimi: Müşterilerden gelen siparişlerin hızlı ve sorunsuz biçimde karşılanması için işletme faaliyetlerinin organize edilmesidir.
Satın alma: Üretim için gerekli tüm ürün ve malzemelerin en iyi kalitede, hızlı ve sağlıklı biçimde temin edilmesidir.
Planlama: İşletme faaliyetleri içinde tüm üretim sürecinin maliyet hesaplarıyla birlikte doğru biçimde planlanmasının yapılmasıdır.
Üretim: Tedarik Zinciri’nin işletme tarafındaki en önemli sürecidir. Daha önce alınmış malzemenin doğru araçlarla gereken performans ve süre içinde, düşük fireyle ürüne dönüştürülmesidir. Ekonomi literatüründe ise üretim, mal ve hizmetlerin miktar veya faydalarını artırmaya yönelik her şey olarak açıklanır.
Stok (Envanter) yönetimi: Hazırlanan üretim planlarına uygun biçimde, gerekli tüm malzemelerinin stok seviyelerinin belirlenmesi ve verimli biçimde yönetiminin sağlanmasıdır.
Depo yönetimi: İşletmeler için envanter yönetimiyle birlikte kurgulanan; stokların ne şekilde ve miktarda depolandığının yönetilmesi; üretimi tamamlanmış ürünlerin depolanması ve sevkiyata hazır halde tutulması gibi süreçlerin planlanması ve maliyetinin çıkartılmasıdır.
Sevkiyat (Taşıma): Üretimi tamamlanmış ürünlerin satışa hazır biçimde depodan alınarak müşteriye ulaştırılması sürecinin yönetimidir.
Müşteri hizmetleri yönetimi: Zaman, güvenilirlik, iletişim ve uygunluk yönetimi ile sağlanan ürün satışı sonrası hizmet.
Tedarik zinciri faydaları
Operasyonel maliyetlerin ( satın alma, üretim, toplam tedarik zinciri maliyetleri ) azalması
Stok maliyetlerim azalması
Sabit varlık maliyetlerim azalması
Nakit akışın artması
Karlılığın artması
Müşteri memnuniyetinin artması
Siparişlerin en iyi seviyede karşılanmasını sağlar
Lojistik kalemlerinde maliyetlerin azalması
Verimliliğin ve kapasitenin artması
Talep tahminlerini daha iyi tutturmayı sağlar
Teslimat performansı daha iyi hale gelir
Tedarik çevrim süresi kısalır
Üretim devamlılığı sağlar
Pazardaki ani değişimlere direnç kazandırır.
Endüstri 4.0 tedarik zinciri ve depo yönetimine etkisi nedir ?
1- Daha az alanda daha fazla depolama. Dolayısıyla depo alanlarından yüzde 80’e varan tasarruf
2- ERP’ler ile entegre depo yönetim yazılımları. Dolayısıyla minimum hata oranı
3- Otomatik malzeme dolaşımı. Dolayısıyla daha fazla iş güvenliği, daha az iş kazası
4- Hat başı besleme, bekleme modülleri. Dolayısıyla mükemmel stok yönetimi, “0” stok kaybı
5- Otomatik hazır mamül depoları. Dolayısıyla 365 gün 24 saat çalışabilen insansız depolar, hızlı araç yükleme ve boşaltma sistemleri
6- Kâr ve maliyet optimizasyonu
Sonuç olarak günümüz dünyasında farklı ölçekten işletmelerin tek tek rekabetçi olmaları kavramı yerine yer aldıkları tedarik zincirlerinin bütününün oluşturduğu rekabet ortamı oluşmaktadır. Bu ortamda işletmelerin de rekabetçi kalabilmeleri ve gelecek kuşaklara işlerini aktarabilmeleri için birlikte çalıştıkları tedarikçileri ve müşterileri ile işbirliği yollarını daha da ileri götürerek iş ortaklığı prensibi ile hareket etmeleri, güven ortamı oluşturmaları ve iş süreçlerini birbirlerine açmaları gerekmektedir. Böylece tedarik zinciri içinde sınırların ortadan kalkması ile oluşturulacak bir zincir yönetiminin koordinasyonu ile işletmelerin tek tek amaçlarını geliştirmek yerine zincirin bütününde geliştirme yolu sayesinde bütün zincir üyeleri için daha çok yarar elde etme imkanı doğacaktır.