Akustikte Kırınım Olayı ve Yaşantımızdaki Etkileri

Yüksek frekansta, dalga boyu nesnelerin boyutuna nazaran küçük olduğundan ses etkili bir bir şekilde kırılamaz. Akustikte nesnenin arkasındaki bölgeyi tanımlamak için gölge bölgesi terimi kullanılır. Gölge bölgesinde durulduğunda (tıpkı optik gölge gibi) ses diğer yerlere nazaran daha az duyulur. Bu durumdan akustik uygulamalarında yararlanabiliriz. Örneğin otoyol kenarları boyunca gürültü bariyerleri yerleştirilirse, otoyol kenarında bulunan evler akustik gölge bölgesinde kaldığından daha az gürültüye maruz kalacaklardır. Fakat düşük frekanslarda bariyerler tarafından durdurulmayacağından bariyerin üst kısmında kırınıma uğrayabilirler.

Akustik gölge bölgesinin istenmediği durumlar da mevcuttur. Orkestra gösterisine gidildiğinde boyumuz fazla uzun değilse bu gölge bölgesi etkisinden kaçınmak isteriz. Bizden daha uzun kişilerin arkasına geçildiği taktirde sahneden gelen ses daha az duyulur, çünkü ses bizim önümüzdeki uzun boylu kişilerin kafasından yada şapkasından kırınıma uğrar. Tiyatrolarda ve sahnelerde koltukların eğimli bir şekilde arkaya doğru yükselmesinin sebebi sadece iyi bir görüş sağlamak değil aynı zamanda yukarıdaki kısımda açıklanan kırınımı önleyerek ses kalitesini iyileştirmek için yapılır.

Işık dalgaları çok küçük dalga boyuna sahiptir (renkten renge değişmekle birlikte tipik olarak 500 nm), dolayısıyla farkedilebilir bir şekilde kırınıma uğrayamazlar. Bu kırınımı gözlemleyebilmek için labaratuvar ortamında özel deneyler yapılır. Örnek olarak ses dalgaları kullanılır çünkü ses dalgaları daha büyük dalga boyuna sahiptirler ( birkaç santimetreden birkaç metreye kadar). Duvar kenarları gibi nesneler sesin kırınmasına sebep olurlar. Bu yüzden sesin yayınması için yuvarlak köşeli duvarlara izin verilmelidir.

 

Kırınım, aynı zamanda ses kaynaklarını tespit edebilmemize de yardımcı olur. Gözlerimizi kapattığımızda sesin hangi yönden geldiğini teyit edebiliriz. Şimdi bunun nasıl gerçekleştiğini irdeleyelim. Ses düz bir şekilde bize ulaştığında, aynı ses sinyali her iki kulak tarafından alınır. Bunun sebebi baş kısmının neredeyse simetrik oluşu ve sesin kulaklara ulaşıncaya kadar aynı yol uzunluğunu almış olmalarıdır. Beyin ise bu bilgileri kullanarak sesin geldiği yeri tayin eder.

 

Kırınım radyo ve televizyon yayınlarına da etki eder. Televizyon ve VHF radyo sinyalleri yaklaşık olarak birkaç metre dalga boyuna sahiptirler. Bu yüksek yapılarda (binalarda) kırınmanın olamayacağı anlamına gelir.Alıcı ve verici doğrudan birbirlerinin görüş alanları içerisinde olmalıdır. Yayın istasyonları sıklıkla yüksek yapılı binaların üst kısımlarında konumlandırılırlar, aksi durumda yayın istasyonları binalar tarafından engellenecek ve gölge bölgesine düşecektir. Uzun dalga radyo istasyonları 1 km civarındaki dalga boyuna sahip dalgaları kullanır. Bu ses dalgasının, tepeler ve binalar da dahil olmak üzere nesnelerin etrafında kırınabileceği (dönebileceği) anlamına gelir; böylece ses dalgası kısa dalga boylu radyo istasyonlarının ulaşamadığı yerlere ulaşabilir.

 

Aşağıdaki resim üzerinde akustik kırınım olayı basitçe açıklanabilir;

 

Ses dalgası geniş boşluktan geçtiği zaman kırınım etkisi az olacaktır (Ses dalgasının tamamına yakını iletilecektir). Fakat ses dalgası dar boşluktan geçtiği zaman ses dalgasının bir kısmı aktarılacak olup boşlukların hemen arkasında akustik gölge bölgesi oluşacak olup ses buralara aktarılamayacaktır.

 

Ahmet Selim ERGÜN

I believe that learning and personal development is an endless journey. I enjoy traveling on this journey. I am taking pleasure in doing research about defence industry.

50% LikesVS
50% Dislikes

Ahmet Selim ERGÜN

I believe that learning and personal development is an endless journey. I enjoy traveling on this journey. I am taking pleasure in doing research about defence industry.

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.