Sonsuzluğun Makinesi(!) Perpetuum Mobile

Enerji, uğruna kan dökülecek kadar değerli bir kaynaktır. Peki, hiçbir enerjiye ihtiyaç duymayan ve sonsuza kadar çalışan bir makine yapılsa nasıl olur?

Bu sorunun bir tek cevabı yok ve bu çokluğun dayanağı da bilimde kesinlik olmadığı ilkesi değil. Peki, nedir bu çok cevaplı perpetuum mobile?

Perpetuum mobile nedir?

Perpetuum mobile diğer bir deyişle devridaim makinesi ilk itki kuvvetiyle çalışmaya başlayıp enerji kaybetmeden ya da kendi enerji üreterek sonsuza dek çalışacağı düşünülen makinelere verilen isimdir. Kulağa hoş gelen bu sistem, yaklaşık 1500 yıldır insanoğlu tarafından deneniyor. 5. yy’dan kalma Sanskritçe metinlerde bu çizimlerden bahsedildiği görülür. Ancak bilinen ilk detaylı çizimler 12. yüzyılın ortalarında Hint matematikçi ve aynı zamanda gökbilimci olan II. Bhaskara tarafından yapılmıştır. Rönesans Avrupası bilim adamları arasında bu şekilde çalışacağı düşünülen makine tasarımları yapmak oldukça popülerdi. Bu tasarımların en ünlülerinden biri de ünlü ressam Leonardo Da Vinci’ye ait olan tasarımdır.

Bu sistemlerin üzerinde yüzyıllardır çalışılıyorsa biz neden hala fatura ve yakıt parası ödüyoruz? Çünkü hayal keşfin başlangıcı olsa da sonucu değildir. Teorik olarak devamlılığı ortaya koyulan ve prototip tasarımları üretilen onlarca belki de yüzlerce devridaim makinesi var. Ancak bunlardan hiçbiri günümüze çalışır bir vaziyette ulaşamadı. Çünkü çalışan ya da çalıştığı sanılan her makinenin teorisi bilimin kabul edilmiş kanunlarıyla ters düşüyor.

Nasıl çalışır(!) ya da çalışmaz?

En meşhur örnek Bhaskara’nın 12. Yüzyılda çizdiği tekerlek. Bhaskara’nın tekerleği kenarına yerleştirilmiş sıvı ile yarı dolu silindirler içeriyor. Dönme hareketi ile yer değiştiren sıvının (cıva) tekerleğin bir tarafını hep daha ağır tutacağı böylelikle döndüreceği varsayılıyor. Bhaskara’nın çizimlerini yıllarca benzerleri takip etti. Da vinci dahi kendi çizimleriyle benzer bir tekerlek tasarlamıştı. Ancak hiçbirinin çalışmayacağı 16. Yüzyılda Simon Stevin tarafından ispat edilmiştir.

Bir diğer örnek ise ısı ve sıcaklıkla çalışacağı zannedilen bir tasarım, enerjinin korunumu kanununa ters düşmese bile termodinamiğin entropi kanununa karşı gelerek “ortamdaki ısıyı emerek sürekli hareket sağlanabileceği” zannedilen bir tasarım. Bu çizim elektrik motoru + dinamo ikilisinden oluşan bir tasarımın “ısı pompası ve stirling motoru” şeklinde ki bir nevi termodinamik uyarlaması. Bu makine kabaca şöyle çalışır: ısı pompasının sıcak ve soğuk rezervuarları bir stirling motorunun sıcak ve soğuk pistonlarına bağlanılır. Stirling motoru da bir dinamo veya elektrik jeneratörünü çevirerek elektrik üretir. Üretilen elektriğin bir kısmı tekrar ısı pompasının kompresörünü çalıştırmak için kullanılıp hareketin devamlılığı sağlanırken artan kısmı da “ücretsiz elektrik enerjisi” olarak istenilen şekilde kullanılır. Teorisi dünyada yeni bir çığır açacak bu tasarımın çalışması termodinamiğin 2. kanunu olan entropi yasasına karşı olduğu için imkansızdır.

Çok sık rastlanan örnekler ise hava basıncındaki değişime göre kendi kendini kurabilen saat ile bir süs aksesuarı olarak hediyelik eşya satan dükkanlarında bulunabilecek “su içen kuş” örnekleridir. Ancak kendi kendini kuran saat hava basıncında periyodik bir dalgalanma olmadığı müddetçe artık kendi kendini kuramayacağı gibi aynı şekilde oda sıcaklığındaki fark edemediğimiz değişimlerden faydalanarak çalışan su içen kuş örneği de tüm ortam sıcaklığı tamamen eşitlendiğinde artık çalışamaz duruma gelir.

Çoğaltılabilecek birçok örnek kanunların etkisiyle ortak bir sonuca varıyor. Tam olarak çalışan ve hiç durmayan bir perpetuum mobile yani devridaim makinesi icat etmek termodinamik yasalarına göre teorik olarak imkansızdır.

Olmasa da olur

Yüzyıllardır uğraşan ve günümüzde hala umutla bu makineyi icat etmek için çalışan bilim sevdalıları heveslerini kırmadan denemelere devam etmeliler. Çünkü teorik olarak bu makineler sonsuza kadar çalışamasa da bir insan ömrünü rahatlıkla aşabilecek sürelerde tam olarak kestirilemeyen zamanlara kadar çalışabilir. Hava basıncındaki küçük değişikliklere göre hareket eden ya da gücünü Güneş’ten alan bir cihaz yapılırsa, Dünya, hava ve Güneş var olduğu sürece ve cihazın parçaları eskiyinceye kadar bu cihaz çalışır. Bu sebeple meseleyi olumsuzluğa sürükleyip sadece çalışmadığını anlatmak haksızlık olur. Çünkü bu makinelerin sonsuza kadar çalışamayacağını ispat etmek için yapılmış, hala çalışan ve daha kaç kuşağın çalıştığını göreceğini bilmediğimiz makineler var.

Bilim ışığı hep arama hevesiyle parlar bu yüzden bu makinenin de belki bir gün yeniden hesaplanan kanunlar ya da kanunlara uygun formüllerle icat edileceğine inanmamız lazım. O zamana kadar hiç durmayan değil ne zaman duracağı bilinmeyen perpetuum mobilelere yeni isim bulmak gerek.

Kaynakça

www.darkroastedblend.com

www.lockhaven.edu

www.marmarapatent.com.tr

admin

Çeyrek Mühendis; geçmişten gelene, gelecekte değer kazandıran mühendislik platformu!

100% LikesVS
0% Dislikes

admin

Çeyrek Mühendis; geçmişten gelene, gelecekte değer kazandıran mühendislik platformu!

2 thoughts on “Sonsuzluğun Makinesi(!) Perpetuum Mobile

  • Ocak 18, 2020 tarihinde, saat 9:15 pm
    Permalink

    Şimdiye kadar okuduğum en mantıklı ve faydalı bir yorum.Teşekkür

    Yanıtla
  • Şubat 20, 2020 tarihinde, saat 11:04 am
    Permalink

    Bhaskara’nın üzerinde çalıştığı,Ekim 1712’den sonra Bessler tekeri için verilen resmi bir “sertifika” yalan mı? ve Leonardo da Vincinin cabaları ….
    ….Bunlar ki toplumun en zeki insanlarından kabul edilir.
    …..
    Hiç uğruna mı çalıştılar dersiniz???

    Yanıtla

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.